Bazen bakarsın tüm yaptıklarına, yapamadıklarına. Anlam veremezsin ilk başlarda yadırgarsın tüm olmuş olanları. Bu sen miymişsin sorgularsın hayatı. Yaşadığın her şey senin bir parçanken sanki sana ait değillermiş gibi hissedersin bazen. Adeta Alaaddin ‘in sinirli lambasını ovalayıp cini çıkarır gibi tek tek gözler önüne serersin yaşadıklarını. Düşünürsün, düşünürsün… Bazen çıkamazsın işin içinden, inanamazsın kendine ama inanmak zorunda olduğunu bilirsin. Bu sendin, sen istedin tüm olanları ya da istemesen de kalbinin derinliklerinde bir yerde buna itildin belki de ve tüm bunlar gerçekleşti. Gerçekleşti ve bitti. O yüzden geçmiş diyoruz ya zaten. İnsanlık olarak sorunumuz ne biliyor musun? Sahilde kumu hırsla kazıyıp o suyun denizin metrelerce uzağında olsa bile o çıkışını görebilmeyi istemekten kaynaklıyor hep. Bizde böyleyiz kazıyoruz geçmişimizi, kabullenip üzerine toprak atmayı tercih etmek yerine, kazıdıkça çıkan suyu kumla bulandırıyoruz fark etsek de. Bulandırıyoruz tüm düşüncelerimizi, bulandırıyoruz kalbimizi. Geçmişimizde ki benlikle geleceğimizde yaşamaya çalışıyoruz. Yaşayamıyoruz böyle anla artık! Böyle yaşanmaz ne geçmişi düşünerek, ne de gelecekte ne olacağını merak ederek yaşanmaz. Sadece anda yaşamak gerekiyor o anki sen ile. Geçmiş ve gelecek düşünceleri anını kaçırmana sebep oluyor gör artık bunu gör ve şuanda kal!!!
Comentarios