Tükeniyorum, yavaş yavaş bir sabunun kocaman bir küvette eriyişi gibi…Birisi beni çıkartsa bile o küvetten o eski formatında ki Ecem olabilecek miyim? Eriyen hayallerim, eriyen benliğim ve eriyen bazı duygularımla bambaşka bir ben olarak yola devam edeceğim. Gerçekten bir kurtarıcıya mı ihtiyacım var yoksa kendi kendimi o sudan çıkartabilir miyim? Verdiğim örnekten kaynaklı kesinlikle bir kurtarıcıya ihtiyacım var bunu görüyorum, bunu biliyorum. Peki ya sorsanız seni bugüne kadar hiç kurtaran oldu mu ? diye. Size derim ki olmadı, benim kurtarıcım hep kendim olmamdı. Kimse beni kurtarmaya çalışmadı ya da ben kurtarılmak istemedim belki de. Hep kendim olarak yaşam mücadelesi verdim bugüne kadar, ya da yardım etmeye çalışanların beni dibe de çekmesinden korktum bunu istemedim. İnsanlar böyle yardım ederken bile seni bir batırma isteği içindeler. Biz kötü düşünceleri olan iyi insanlarız bence buna adım kadar emin olabiliyorum artık. Ne yapsak düzelir her şey? Bir büyüye ihtiyacımız var, bir sihirli değnek gelip dokunsa birer birer hayatlarımıza ve bizi baştan yaratsa, ya da olmasını istediğimiz formata çevirse çok mu basite kaçmış oluruz ? Yeterince mücadele vermiyor muyuz? Böyle sorguladığımda sanki hep bunu sorgulayacağım hissinin beni bırakmayışları, ders çıkarmadan söyleniyor oluşumdan dolayı hep bununla sınanacakmışım inancına sahip olmam belki de beni yapacaklarımdan alıkoyuyor. Odak noktamı tam hayatıma, kendime çevirdim derken bir anda duygusal olarak tuzla buz oluşlarım, sağlık problemlerim, aile problemlerim gibi gibi… Kendime dönmek , kendi isteklerime odaklanmak ve bahanelerden uzaklaşarak, demoralize olmadan hayallerime tutunmam şart artık. Bırakmadan yola devam ederek gerekiyorsa yine kendi kendinin kurtarıcısı olarak yolda yürümek gerek. İnan kendine, bugünlere gelene kadar nasıl kendine inandıysan, düşsende kalktıysan inan kendine. Yapacak, yaşayacak daha bir çok şeyin var bu hayatta. Eğer bir gün gözlerini açamazsan , iç hesaplaşmanda pişman olma yapamadıklarından. Her yaptığından aksine gurur duy iyisiyle kötüsüyle. Sev kendini doyasıya, her bir parçanı biçimsiz vücudunu, sabah uyandığında dağılan saçlarını, selülitlerini, o sevemediğin şekilsiz baş parmağını belki de. Sev, sahiplen , o parçaları incele ve en son bak bütününe bütün haline. Parçalarda kaybolmadan bütüne geri dön. Detaylarda boğulmadan, SEN SENİ SEV…
top of page
Ara
Son Yazılar
Hepsini GörYazı: Blog2_Post
bottom of page
Comentarios